1973’ün 18 Mayıs’ında ’71 devrimci çıkışının önderlerinden İbrahim Kaypakkaya’nın Diyarbakır zindanlarında faşizm tarafından katledildiğini hatırlatan HBDH Yürütme Komitesi, 1977’nin 18 Mayıs’ın da ise Karadeniz’in isyancılığını Kürdistan’ın dirilişiyle buluşturan devrimci-yurtsever önder Haki Karer’in, Dilok’ta katledildiğini söyledi.
H. Merkezi: Halkların Birleşik Devrim hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, yazılı olarak yayımladığı açıklamada, “18 Mayıs’ta ölümsüzleşen İbrahim KAYPAKKAYA ve Haki KARER şahsında her türden baskı ve zulme karşı isyan bayrağı olan Mayıs ayı şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Bizlere devrettikleri mücadele bayrağını Birleşik Devrimci Mücadelemizin bayrağı olarak en yükseklerde tutacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz” dedi.
“Kadın, erkek kadro ve savaşçı yoldaşlarımızı Mayıs ayında yitirdik”
1973’ün 18 Mayıs’ında ’71 devrimci çıkışının önderlerinden İbrahim Kaypakkaya’nın Diyarbakır zindanlarında faşizm tarafından katledildiğini hatırlatan HBDH Yürütme Komitesi, 1977’nin 18 Mayıs’ın da ise Karadeniz’in isyancılığını Kürdistan’ın dirilişiyle buluşturan devrimci-yurtsever önder Haki Karer’in, Dilok’ta katledildiğini söyledi.
HBDH yürütme Komitesi açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı; “1978 Mayıs’ında Halil Çavgun, 1983’ün 3 Mayıs’ında Mehmet Karsasungur, İbrahim Bilgin, 1992’nin 11 Mayıs’ında Armenek Bakırcıyan (Orhan Bakır), Ozan Mizgin, 1982’nin 17-18 Mayıs’ında ise tarihimize Dörtler olarak geçen Ferhat Kurtay, Mahmut Zengin, Eşref Anyık ve Necmi Öner Diyarbakır zindanlarında isyanın ve direnişin adı olurlar. Yine, adları onurla taşınacak mücadeleleri rehber alınacak nice yiğit kadın ve erkek kadro ve savaşçı yoldaşlarımızı bağımsızlık, özgürlük, devrim ve sosyalizm mücadelesinde Mayıs ayı içerisinde yitirdik.”
“Onlar her türlü zorluğun yıkılmaz kaleleridir”
“18 Mayıs’ta ölümsüzleşen İbrahim KAYPAKKAYA ve Haki KARER şahsında her türden baskı ve zulme karşı isyan bayrağı olan Mayıs ayı şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Bizlere devrettikleri mücadele bayrağını Birleşik Devrimci Mücadelemizin bayrağı olarak en yükseklerde tutacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
Faşizmin top yekûn saldırısının sınır tanımadığı, İşçisinden köylüsüne, Kürt’ünden Alevisine, kadınından gencine tüm ezilen halklara her türden zulmü reva gördüğü bu gün, ölümsüzleşen yoldaşlarımızın bizlere emaneti olan mücadele bayrağını daha ileri mevzilere taşımak, onların kararlılığını, militanlığını, duruşunu, özveri ve ısrarını daha derinden kavramayı zorunlu hale getirmektedir.” denilen açıklamada,mayıs ayı şehitlerinin mücadelede karamsarlığa düşman, kararlılığın adı, zayıflayan devrimciliğe karşı kendini sürekli yenileyen ve dirilten militan devrimciliğin öncüsü, halkların gönlüne taht kurmuş kahramanları, karşılarına çıkan her türlü zorluğun yılmaz ve yıkılmaz kaleleri, mutlaka kazanacağız diyen bir bilincin ve kendini sürekli yenileyen ve devrimci tarzda üreten taktiğin ve tarzın pratisyenleri olduklarına dikkat çekildi.
“Mücadeleyi ileriye taşımak, ölümsüzlerimizden devraldığımız mücadele bayrağının gereğidir.”
Açıklama şu sözlerle devam etti:” Onlardan derinden öğrenmeli, bilincimize ve cesaretimize derinden işlemeliyiz.
Mücadelemiz en zorlu süreçlerden geçmektedir. Faşizmin en gaddarı, en iki yüzlüsü, en katliamcısı ve sınır tanımayanı her şeyiyle karşımızdadır. Kürt ulusunun en küçük demokratik kazanımı, işçinin grev, yazarın yazma, aydının söz söyleme, kadının, gençliğin hak arama, halkların diline, inancına, yöresine-mekanına, havasına ve suyuna sahip çıkma hakkı dahi “terörizm” olarak faşizmin hedefindedir.
En küçük demokratik bir itirazın dahi linç edildiği bir “halklar hapishanesine” çevrilmiş topraklarda Birleşik Mücadele kendini yakıcı biçimde dayatmaktadır. Buna cevap olmak bizlerin tarihsel ve güncel görevi, ertelenemez pratik sorumluluğudur.
Ezilen halkların birleşik mücadelesini örmek, sokağın, amfilerin, fabrikaların, dağların eylem dilini dur durak bilmeyen bir enerjiyle kuşanmakla mümkündür. Birleşik mücadelenin neferleri olarak, halkın dili, sözü ve eylemi olarak mücadeleyi ileriye taşımak, ölümsüzlerimizden devraldığımız mücadele bayrağının gereğidir.”