MKP: TKP/ML-TİKKO savaşçısı 12’ler ölümsüzdür!

Maoist Komünist Partisi (MKP) Enformasyon Büro 24-28 Kasım 2016 günü şehit düşen TKP/ML-TİKKO gerillalarına dair yazılı bir açıklama yayınladı.

Halkın Günlüğü sitesinde yer alan açıklama şöyle başlıyor: “Bilindiği gibi 24-28 Kasım 2016’da Dersim Aliboğazda, Türk Egemen ordusunun havadan-karadan operasyonel kuşatma birliklerine karşı TKP/ML-TİKKO gerillaları kahramanca meydan okumuşlardır. Bu muharebede 12 halk savaşçısı, ezilenlerin, emekçilerin, halklarımızın kurtuluşunda devrim için ölümsüzleşmişlerdi. Düşman ölümsüz bedenlerimizden bile korkuyordu.”Cansız “bedenler esir alınıyor, toprağa düşenlerin toprağa verilmesine bile tahammül edilemiyordu. Zira kullandıkları kimyasal silahlar ve bombardımanlarla katlettikleri canlarımızın, halk savaşçısı elleri yakalarındaydı!

“Halk savaşı kazanacak” diye haykırıyorlardı. Düşman Kaypakkayacı savaşçıların tarihine tanıktır. Vartinik’te, Diyarbakır zindanlarında, Kaypakkaya manifestosunun egemenlerin resmi ideolojisini-resmi tarihini, soykırımcı-katliamcı yapısal karakteristiğini, devletlerinin tarihsel faşist niteliğini deşifre eden hakikatleri karşısında yenilmişlerdi. Katletmeleri korkularındandı. Şimdi de öyle!”

 

“Çelik aldığı suyu unutmamıştı.”

MKP Enformasyon Bürosunun açıklaması şu sözlerle devam ediyor:

12 ölümsüz halk savaşçısı, proletarya ve emekçilere, ezilen ulus ve milliyetlere, kadın kırımına, cinsiyetçi egemen haksız savaş makinesine karşı ayaktaydılar. Siperdeydiler! Egemen hegomanyayı ayakta tutan tarihsel koşullar halk savaşı ile göğüslenebilir, değiştirilebilir bilincindeydiler 12’ler.

Zorunlulukları fethetme, zafere ulaşma yürüyüşündeydiler! Sınıfsız-sömürüsüz dünya özlemiyle mevzilenmişlerdi. Nitel stratejik güçlerini Vartinik dirilişinden alıyorlardı. Öğretmenleri 18 Mayıs Manifestosuydu! 12’lerin kazanmak için direnme cüretlerinin kaynağı buydu. Çelik aldığı suyu unutmamıştı. Haykırışları buydu!

Tohum filize durmuştu, yaşanan buydu! TKP/ML-TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı’nın daha önce sekizi açıklanmış, Mayıs 2017 son açıklamasında kimlikleri belirtilen 12 halk savaşçısının anıları yaşayacaktır.

100. yılında Yeni Ekim Devrimleri arifesinin mayalandığı bir atmosfer içerisindeyiz. Bir devrimci durum gerçeğindeyiz. Devrim için fırsatlarda, tehlikelerde büyük. Büyük düşünmek, devrimi esas almak durumundayız. Öncü`nün-sınıfın-halkların birliği stratejik önemdedir. Devrim birleştirir. Çöken emperyalist-kapitalist- gerici statüko, zafer için birlik talimatıdır. Bölünmek için sebep yok. Birlik için sebep çok!  Ortadoğu’da iflas eden gerici hegomanya devrim için fırsatlar sunuyor. Türkiye-Kuzey Kürdistan gerçeği devrime çağırıyor. Cevap olmak, devrim için halklarımızı birleştirerek seferber etme görevi veriyor. Halkların Birleşik Devrim Hareketi embriyonik ancak devrim için bir halklar birliği iradesi ve eylemidir.

Egemenlerin buzlu dünyası kırılmış, yol açılmıştır. Dayanacağımız güçlü bir tarihsel temel mevcuttur. Mazdek-Babek-Babai’lerin ve onların devrim sosyalizm ve komünizm de ifadesini bulan ardıllarının bayrağı, Abdülhamitçi Yeni Osmanlı, tek adam rejimlerini yıkmaya muktedirdir. Egemenler en zor zamanlarını yaşıyorlar. Çocuk, kadın, yaşlı demeden dayatılan haksız yıkım savaşı, Kürdistan ve illerinin yakılıp yok edilmesi, tüm kurumlarıyla egemen sistemin topyekûn bir özel savaş stratejisine göre mevzilendirilmelerinin nedeni budur.

 

“Yeni Gezi’lerden korkuyorlar”

Yeni Gezi’lerden korkuyorlar. Referandum da Hayır sinerjisinin 1 Mayıs’lara yansıyan gücünü gördük! Tüm egemen sınıf partileri büyük ürküntü – korku içinde! Bazılarının bile itiraf etmek zorunda kaldıkları 15 Temmuz  “kontrollü darbe“ girişimini, ilan ettikleri OHAL’ler, uyguladıkları KHK’lerle fırsata çevirmeye çalıştılar. Rejim, meşruiyetini her açıdan geri kitleler nezdinde bile yitirmiştir. Son YSK darbesi ile bu çok daha açığa çıkmıştır.” denilen açıklama şu sözlerle sona eriyor:

“Maoist Komünistler, sandıkların, seçimlerin, parlamentonun hükmünün öteden beri olmadığının bilincindeydiler. Yok sayılan eski 7 Haziran seçimleri, seçilmişlerin zindanlara doldurulması, yasa ve anayasalarının görüntüden de öte boş ve kof aldatmaca oyunları olduğu, uygulanmış doğru taktiklerlerle çok daha net açığa çıkmıştır.

Çözüm stratejik gücünü göstermiştir. Sosyalist Halk Savaşı! 12’leri bu bilinçle, kazanma azimlerinden öğrenerek anıyoruz. Aliboğaz’da, Mercan’da parıldayan gelecek hakikatlerinin talimatıyla tüm imparatorları alaşağı edeceğiz.

Özgürlük için büyük bir tarihsel yürüyüşün( sadece politik özgürlükler değil), toplumsal özgürlük, sınıfsız-devletsiz- mülksüz evrensel hakikatlerinin ışık saçan kıvılcımları olarak 12’ler, Sosyalist Halk Savaşı’mızın ışık ordusunun feneri olarak aydınlatmaya devam edeceklerdir. Başı dik kazanma ve direnme iradesi olacaklardır. Gerici kolektif haksız savaşa karşı, Sosyalist Halk Savaşı meşrudur-haktır-görevdir. 12’ler görev başı çağrısıdırlar. Tüm küresel düşmanlara karşı boyun eğmeme, özgür bir gelecek çığlığıdırlar. Kazanmak için bu sesi duymak, büyütmeye layık olmaya çalışacağız.

12’ler ölümsüzdür

Yaşasın Sosyalist Halk Savaşı