Atina: Türkiyeli devrimci Turgut Kaya, Yunanistan’da tutsak bulunduğu Koridallos Hapishanesi’den 24 Haziran baskın seçimlerine ilişkin bir açıklama gönderdi. Kaya’nın değerlendirmeleri şu şekilde:
“Devlet aygıtını paramparça etmekten bahsettiğimiz bilinmelidir”
“Türkiye’de 24 Haziran seçimleri yaklaşıyor. Bu seçimlerin kritik bir önemde olduğu açıktır. 24 Haziran seçimleri her şeyden önce Türk hakim sınıfları ve onların efendileri açısından önemlidir. Türk hakim sınıfları arasında cumhuriyetin kuruluşundan beridir süregelen mücadele ve çelişkilerin yeni bir safhasında bulunuyoruz. Nihayetinde bu seçimlerle ülkede devrim olmayacak. Bu seçimlere böyle bir anlam biçmek Leninist devlet çözümlemesine aykırıdır. Proletaryanın Paris komünü tecrübesinden itibaren bu meseleye yaklaşımı bilinmektedir. O nedenle tekrar etmeye gerek yok.
24 Haziran seçimlerinin öncelikle TC devleti ve onun şu an dümeninde bulunan Tayyip Erdoğan ve hempaları için belirleyici olmasının nedeni onların temsilcisi oldukları hakim sınıf kliğinin emperyalistlerle ilişkilerinin geleceğini belirleyecektir. Tamam mı devam mı asıl bu açıdan söz konusudur. Yoksa sanıldığının ve propaganda edildiğinin aksine 24 Haziran seçimleri Türk, Kürt uluslarından ve çeşitli azınlık milliyet ve mezheplerden Türkiye proletaryasının ve halkının geleceği açısından bir devrim teşkil etmeyecektir. Bu tarafımızdan bilinmekte ve her fırsatta propaganda edilmektedir. Bunu görmeyen bir yaklaşımı ciddiye almamız ve muhatap kabul etmemiz beklenmemelidir.
Türkiye proletaryası ve halkı açısından 24 Haziran seçimleriyle düzenin devrileceğini söyleyen varsa bunun saçma bir teori olduğunu en iyi Marksist Leninist Maoistler bilmektedir. Bozuk düzende sağlam çark olmayacağını bizler ta Osmanlı’dan bu topraklardaki sınıflar mücadelesinden bilmekteyiz. Tarihsel tecrübe fazlasıyla sabittir. Ki bilim yani MLM bize bunu öğretmektedir. Bütün bir devlet aygıtını ele geçirmekten değil onu paramparça etmekten bahsettiğimiz bilinmelidir.”
“Kitlelerin içinde yer alarak ona doğru politikayı götürmek ilkemizdir”
“Bunu açıkça ifade etmemize rağmen 24 Haziran seçimlerinde HDP ve onun adayını destekleme yaklaşımımız ve böylelikle seçimlere katılma çağrısı yapmamız bir çelişki midir? Yoksa gerçeği olgularda arayıp somut koşulların somut tahlili olan Leninist ilkeye kıskançlıkla sahip çıkmanın sonucu mudur?
Elbette ikincisidir. Hayat ve sınıf mücadelesi kimilerinin sandığının aksine yekpare bir bütün değildir. Sınıflar mücadelesinin olduğu yerde çelişkilerin olmamasından bahsedilebilir mi? Bütün mesele komünistlerin bu çelişkinin hangi yönüne yüzünü döndüğü, hangi çelişkiyi karşısına aldığı ve hangi çelişkiye müdahale edip ona kendi dünya görüşü doğrultusunda yön vermeye çalıştığıdır. Bu zor bir iştir. Çünkü bu durumda proletarya ve halka karşı sorumluluklarınızı yerine getirmeniz gerekir. Eğer başka bir politika öneriyorsanız, bunun altını da layıkıyla doldurmanız gerekir. yetiniyoruz.
24 Haziran seçimlerine giderken yaşanan durum çok açıktır. Bir nebze olsun proletaryanın ve halkın çıkarını gözeten, parti mi halk mı ikileminde tereddütsüzce halkın çıkarını ön plana alan bir önderin çizgisini sahiplenenler, bugün halkın yaşadığı faşist saldırganlık karşısında sorumsuzca davranmak yerine, halkın yanında yer almayı ve elbette onun hareketinin eksikliklerini eleştirmeyi tercih etmelidirler. Bu kuyrukçuluk değildir. Kitlelerin içinde yer almak, ona doğru politikayı götürmek ve kuşkusuz ki kıskançlıkla korumamız gereken bir ilke olarak onlardan mutlaka öğrenmek, kasketlinin ihtilalci kitle çizgisine uygundur. Bunun dışındaki bir yaklaşım işgüzarlık değilse gevezelik ve sorumsuzca slogan atmaktan başka bir şey değildir. Bu tür yaklaşımlara proletaryanın ve halkımızın ihtiyacı yoktur. Ki yaşam bunu fazlasıyla kanıtlamaktadır.”